7 Eylül 2014 Pazar

HAZIRLIKÇILIK KONSEPTLERİ

Hazırlıkçıların felaket anı için temel olarak iki stratejisi vardır.
1:BUG IN (yuvalanma)
2:BUG OUT (sıvışma)
Bu iki strateji birbirine ters yapıdadır ve hangisinin tercih edileceği kişiye ya da duruma göre değişir.
Temel olarak BUG IN felaket anında normalde kaldığınız ya da ikame ettiğiniz arazinizde olan eviniz ya da sığınağınıza yerleşip badireyi atlatana kadar ortalıkta dolanmamak olarak özetlenebilir.
BUG OUT ise bunun tam tersi olarak felaket anında belirlenen ve normalde kaldığınız yerden uzakta (genellikle vasıta ile ulaşılabilecek mesafede) ve güvenli bir noktada yer alan ev ya da sığınağa gidip durumun düzelmesini orada beklemek olarak tanımlanabilir.
Ayrıca ideal olarak bu BUG OUT stratejisinde bir veya daha fazla yine özel olarak hazır tutulan BUG OUT VEHICLE denilen sıvışma aracı olur.
Bu stratejilerden ilkini CASTLE DOCTRINE denilen türkçe olarak erkeğin evi onun kalesidir tabirine benzetebiliriz. Bu kapsamda öncelikle kaldığımız yerin güvenliğini sağladıktan sonra içerisine erzağımızı koyup çeşitli iletişim araçlarıyla durumu takip edip ortam düzelince yerimizden çıkıyıyoruz.
İkinci strateji ise ilk stratejinin aynen uygulanması ama bunu evimizde değil ikinci hatta üçüncü bir noktada gerçekleştiriyoruz. Ayrıca bu intikal sırasında varsa hem gerekli malzemeleri taşımak için hem de kendimizi hızlı ve güvenli bir şekilde götürmek için bir vasıta ayarlıyoruz.
Yanlız kimileri tıpkı MAD MAX filmindeki gibi tamamen mobil olmayı tercih edip BUG OUT vasıtlarını büyük ve içinde ikame edilebilir hale getirip (ya da bunkardan seçip) felaket enında evlerinden çıkıp bu araçlarında yaşamaya başlıyorlar. Karavan ya da tekne gibi seçenekleri düşünebilirsiniz.
Bu seçeneklerin hepsinin avantajı ve dezavantajı olmakla beraber (daha sonra ilgili başlıklarda detaylı bir şekilde incelenecektir) esasında seçim sizin imkanlarınızla alakalıdır.
Genellikle yabancı kaynakları takip ederseniz (meşhur malum belgesel de bu duruma tabi) insanların durumu abarttığını ya da belli noktaları saplantı haline getirdiğini görürsünüz. Ülkemizdeki ekonomik durum/imkanlar ve kültür düşünüldüğünde zaten bu tarz bir durum ortaya çıkamayacaktır.
Bir sonraki başlıklarımızda buluşmak üzere…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder