4 Kasım 2015 Çarşamba

kapanış yazısı

Merhabalar...
Son yazımı yazalı oldukça uzun bir zaman geçti.
Sanırım en az 5-6 ay kadar bir süre söz konusu.
Bu süre zarfında bu blogu ihmal ettiğimi düşündüm.
Bazen gerçekten güzel, yazmaya değecek bir fikir ya da bir haber gelmesini bekledim. Bazen de varlığını bile unuttum.
Ama bugün emin oldum ki bu blog beni aşan bir mevzu oldu. Ülkemiz şartlarında bu noktaya getirebildim ancak.
Yaklaşık 14 aydır açık olan blogum an itibariyle toplam 6240 kez görüntülenmiş... Bunun da zaten 1/3ü türkiye geneli elektrik kesintisinin olduğu gün gerçekleşti.
Kısaca galiba bu blog işi buraya kadarmış.
Allahaısmarladık...

15 Mayıs 2015 Cuma

Japon Deprem Uzmanı Kaneda: Marmara'da tsunami olur

Japon Deprem Uzmanı Kaneda: Marmara'da tsunami olur

15/05/2015

Bursa'da konuşan Japon Deprem Uzmanı Yoshıyuk Kaneda, Marmara Denizi'nde büyük bir toprak kayması halinde tsunami etkisi oluşabileceğini söyledi. Kaneda, olası bir tsunami tehlikesine karşın erken uyarı sistemi kurulmasını önerdi.

RADİKAL-Marmara Belediyeler Birliği’nin bu yıl 2'ncisini düzenlediği, Akıllı Belediyecilik Zirvesi kapsamında yapılan Afet Yönetimi oturumuna katılan Japon Deprem Uzmanı Yoshıyuk Kaneda ,Türkiye’deki depremler hakkında bilgi verdi. Türkiye ile Japonya’nın ortak çabalarının olduğuna dikkat çeken Kaneda, “1999’da Türkiye’de deprem olmuştu, o zaman Japonya yardım elini uzatmıştı, 2011’de Japonya’da yaşanılan afette benzeri yardımlaşma bu sefer Türkiye tarafından gerçekleşti” dedi.

“TSUNAMİ OLABİLİR”

Marmara Denizi'nde bir tsunami olma ihtimalinin hangi şartlarda oluşabileceğinin bilgisini veren Kaneda, “Bir toprak kayması olması durumunda denizin dibinde, hacimli ve kitlesel olarak yer değiştirme olursa bilhassa tsunami olması mümkün. Marmara Denizi’nin dibi ihtimali üzerinde konuşursak oldukça eğimli yapısı olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda toprak kayması gibi bir durumun olması mümkün olabilir. Bu da tabi ki beraberinde tsunami etkisi yaratabilir. Şu anda elimizdeki verileri anlamlandırmaya çalışıyoruz. O nedenle depremin büyüklüğünün ne olduğunu söylemek mümkün değil. Tsunami veya benzeri afetlerin ortaya çıkması ihtimali üzerinde çalışıyoruz. Geçmişe yönelik bir çalışma da yapıyoruz, Marmara Bölgesi özelinde. Alan çalışmaları, simülasyon çalışmaları var, bunların hepsinden elde edilecek bulgular daha sonra tahmin ve öngörülerin ortaya çıkarılmasında kullanılacak” dedi.

“ŞU SAATTE DEPREM OLACAK DEMEK ZOR”

Depremlerin öngörü ya da tahmin süreci olduğunu ifade eden Kaneda, “Şu gün, şu saatte deprem veya afet gerçekleşecek diye tahmin çok zor. Genel olarak birkaç yıl içerisinde belirli bir bölgede oluşacak bazı durumları öngörebiliyoruz. Muhtemel deprem anında binaların tahliye edilmesi için planların yapılması, binaların kayıtlarının alınması önemli. İşin eğitim boyutu da var. Risklerin azaltılması, kayıpların yaşanması anlamında afet riskinin azaltılması önemli” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE TSUNAMİ UYARI SİSTEMİ KURULMALI”

Türkiye ile Japonya arasındaki işbirliği çerçevesinde depremle ilgili simülasyon temelli araştırmalar yapıldığını ifade eden Kaneda, “Japonya’da tsunami için bir erken uyarı sistemi mevcut, böyle bir sistemin Türkiye için de kurulması faydalı olacaktır. Erken uyarı sistemi Japonya’da iki farklı amaçlı çalışıyor. Bir bilgi verilmesi amacında bir de bire bir verilerin değerlendirildiği ortamlarda kullanılıyor” dedi.


Edip TEKİN/BURSA/DHA

kaynak:radikal gazetesi


12 Mayıs 2015 Salı

Ankara'da korkutan deprem

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28978979.asp

Ankara'da korkutan deprem

 

Ankara'nın Elmadağ ilçesinde Richter ölçeğine göre 4,0 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi'nin verilerine göre, deprem saat 02.40'da, Yeşildere Fatih Mahallesi civarında, yerin 6,8 kilometre derinliğinde gerçekleşti. Sarsıntı, Ankaramerkezde ve ilçelerinde de hissedildi.

Ünlü deprem uzmanı konuştu: Nepal depremi İstanbul'u tetikler mi?

 http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/28975076.asp

Ünlü deprem uzmanı konuştu: Nepal depremi İstanbul'u tetikler mi?

 

7 bin 700 kişinin yaşamını yitirdiği ve dünyanın en büyük ve en yüksek sıradağları olan Himalayalar'ın yüksekliğini 1 metre azaltan Nepal Depremi, İstanbul depremini tetikler mi? Bu sorunun yanıtını İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisi, Türkiye'nin ilçe ilçe deprem haritasının hazırlayıcısı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan verdi.

 Ercan, Nepal Depremi'ne ilişkin 4 Mayıs tarihli değerlendirme yazısında, "Yer yuvarının sarsıntısının en az 15 Mayıs’a dek sürmesi, bu arada yakın etkiyle 200 km yarıçaplı bir alanda; ayrıca uzak etkiyle yeryüzünün herhangi bir yerinde taşma eşiğine dek gerilmiş kırıklar boyunca deprem yapması beklenmektedir. Türkiye de bu olasılıkların içindedir" uyarısında bulundu.
Ancak Nepal Depreminin, İstanbul depremini tetiklemesini beklemediğini vurguladı. 

Ercan; 7.8 büyüklüğündeki Nepal Depremi konusunda 2013 yılında yapılan uyarıları anımsatarak, "Bu bölgede deprem dönüş dönemi 750 yılda bir olduğundan; 1934 yılındaki 8,4 büyüklüğündeki Nepal-Bihar depreminden sonra uzun yıllar bir daha deprem beklenmiyordu. Ancak, Hindistan yarım adasının yılda 4,5 santimetre, Asya’yı Himalaya yayı boyunca kaktırması sürüyor. Everest’in bulunduğu yerde yer kabuğunu kırıştırarak 150 km kalınlığa eriştiriyordu. Hind yarımadası, kırışıklığı yapıp Himalaya’ları yükseltirken, 110 ile kuzeydeki kaysak (levha) altına dalmaktadır. Bu dalış 150 km’lik yırtılma boyunca, bu depremle 3 metreyi bulmuştur" dedi.
"TÜRKİYE DE ETKİLENEBİLİR"  Ercan, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Bu deprem, 6382 km derinde olan yerin çekirdeğine dek sarsmış olup, yer yuvarının sarsıntısının en az 15 Mayıs’a dek sürmesi, bu arada yakın etkiyle 200 km yarıçaplı bir alanda, ayrıca uzak etkiyle yeryüzünün herhangi bir yerinde taşma eşiğine dek gerilmiş kırıklar boyunca deprem yapması beklenmektedir. Türkiye de bu olasılıkların içindedir.
Artçı depremlerin 30 gün içinde M>5 (5 den büyük olarak) sürmesi beklenmektedir.
Yıllar boyu biriken bu gerginlik bir deprem ile boşalması gerekliydi.
AMERİKALI BİLEMEDİ, HİNTLİ BİLDİ
Ne var ki, 1934 depremi, ayrıca 750 yılda bir depremin döndüğünü düşünen, Amerikalı Brian Tucker artık burada çok uzun süre deprem olamayacağını belirtmişti. Onun bu açıklaması siyasilerce destek görmüş, halkın tedirgin olmamasını belirtmişlerdi. Tucker’ın açıklamasına uymuşlardı.

Ancak yaptığı çalışmaları 2013’de açıklayan Hindli jeofizik sayışmanı (mühendisi) Vinod Kumar Gaur, sarsıntının yılını vermese de, bu bölgedeki gerkinlik birikimin taşma düzeyine dek biriktiğini, yakında ya da orta evrede, yaklaşık 8 büyüklüğünde bir depremin kesin olacağını uyarmıştı.
Şimdi ise yapılan yorum, 2015 depreminin 1934 depreminin artçısı olduğudur.
Günümüzde Nepal yeryüzünün en yoksul ülkelerinden biri olup, yıllık geliri 20 milyar dolar dolayındadır. Oysa bu depremin yaralarını sarmak için gereken akçal gereksinim ulusal gelirin dörtte biri olup, 5 ile 6 milyar dolar dolayındadır. Tüm Nepal’in yapılaşması, alt yapısını yeniden düzenlemek için gereken ise 80 ile 100 milyar dolardır.
NEPAL, DALMA-BATMA ÇARPIŞMA BİÇİMİNDE İSTANBUL İSE SAĞ YANAL ATILIMLI
Nepal depreminin işleyişi dalma-batma, çarpışma biçimindedir. Kuzey Marmara ya da İstanbul depremi ise sağ yanal atımlı bir işleyişi olup birbirlerinden ayrı olup etkilemezler.
O nedenle Nepal depreminin İstanbul’daki depremi tetiklemesini beklemiyorum."


 

nepal'de 7.4lük artçı deprem

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28980380.asp


Nepal'de 7,3 büyüklüğünde deprem

Geçen ay başkent Katmandu ve çevresini yıkan 7,8'lik depremin yaralarını sarmaya çalışan Nepal'de; 7,3 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Depremin neden olduğu panik, Katmandu'da trafiğin kilitlenmesine yol açtı.

 

Reuters'ın haberine göre, Amerikan Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS), Çin sınırında gerçekleşen depremin derinliğinin 19 kilometre olduğunu bildirdi. USGS, nüfusun nispeten yoğun olmadığı bir bölgede meydana gelen depremin büyüklüğünü daha önce 7,1 olarak duyurmuş, ardından 7,3'e yükseltmişti.
Associated Press'e göre, BM'ye bağlı Uluslararası Göç Örgütü, Katmandu'nun doğusundaki Chautara kasabasında en az dört kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Associated Press, başkenti Chautara olan Sindhupalchowk bölgesinde gerçekleşen üç büyük heyelanda en az 12 kişinin yaralandığını belirtti. Sindhupalchowk, 25 Nisan'daki 7,8 büyüklüğündeki depremde en fazla ölümün yaşandığı bölgeydi.

Depremin ardından yaşanan panik Katmandu'da trafiği durma noktasına getirdi.
Reuters, komşu ülke Hindistan'da da iki kişinin öldüğünü bildirdi.
KATMANDU'DA BÜYÜK PANİKAssociated Press, başkenti Chautara olan Sindhupalchowk bölgesinde gerçekleşen üç büyük heyelanda en az 12 kişinin yaralandığını belirtti. Sindhupalchowk, 25 Nisan'daki 7,8 büyüklüğündeki depremde en fazla ölümün yaşandığı bölgeydi.

Depremin hissedildiği Hindistan'da bayılan bir kadın
Görgü tanıkları, depremin ardından merkez üssüne 83 kilometre uzaklıktaki Katmandu'da insanların panik içinde kendilerini binalardan dışarı atarak sokaklara koştuğunu söyledi. Katmandu havalimanı da uçuşlara kapatıldı.
Merkez üssü Everest Dağı yakınlarındaki Namche Bazar kasabasına 68 kilometre uzaklıkta olduğu açıklanan depremin Hindistan'ın kuzeyinde ve başkent başkent Yeni Delhi'de de hissedildiği belirtildi. Reuters, binaların yaklaşık bir dakika sallandığı Yeni Delhi'de insanların sokaklarda toplandığını bildirdi.

KIZILAY EKİBİNDEN AÇIKLAMA
Bölgede görev yapan Kızılay ekibi ihtiyaç tespit çalışmalarına başladı. Kızılay ekibinden hurriyet.com.tr'ye konuşan delegasyon başkanı Salih Duran depremin Katmandu'da da oldukça şiddetli bir şekilde hissedildiğini ve kentin farklı noktalarından toz bulutlarının yükseldiğini bildirdi.
Art arda bir kaç kez deprem meydana geldiğini belirten Duran; halkın panik içinde olduğunu ve ilerlemekte güçlük çekildiğini ifade ederken, deprem bölgesinden henüz can kaybıyla ilgili bir bilgi gelmediğini söyledi. Katmandu'ya 82 km uzaklıkta gerçekleşen deprem sonrası bölgede yıkımlar olduğu Kızılay ekibinin aldığı duyumlar arasında.

Depremin ardından Katmandu'daki hastanelerde yatan hastalar dışarı taşındı.

Nepal'de 25 Nisan'da meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremde en az 8 bin 46 kişi yaşamını yitirmiş, yaklaşık 18 bin kişi de yaralanmıştı. 


 *Deprem büyüklüğü haberden sonra 7.4 olarak açıklanmıştır.

 

4 Mayıs 2015 Pazartesi

Prof. Dr. Naci Görür'den Nepal depremi sonrası önemli uyarılar


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28910549.asp

Prof. Dr. Naci Görür'den Nepal depremi sonrası önemli uyarılar

Nepal’in başkenti Katmandu’da önceki hafta meydana gelen 7,8’lik deprem İstanbul için olası deprem tahminlerini tetikledi. 15 yıl boyunca Marmara Denizi'nde yürütülen deprem araştırmalarının başındaki isim olan ve "Deprem konusunda resmi organlar bizden fikir dahi almıyor" diyerek İTÜ Maden Fakültesi’ndeki görevinden emekliye ayrılan Prof. Dr. Naci Görür Nepal depremi sonrası bir kez daha uyarılarda bulundu.

İTÜ Maden Fakültesi’ndeki görevinden emekliye ayrılan Prof. Dr. Naci Görür,  15 yıl boyunca Marmara denizinde yürütülen deprem araştırmalarının da başındaki isimdi. Naci Görür Birgün Gazetesi'nden Ömür Şahin Keyif'e verdiği röportajda İstanbul'u bekleyen felaketi resmetti. İşte açıkmamalarından önemli bölümler;
İSTANBUL DEPREMİ : 7.2 BÜYÜKLÜĞÜNDE OLACAK VE...

1999’dan bu yana bilim insanları olarak bizler, tehlikenin boyutunu, verebileceği hasarı, bu hasarı minimize etmek için ne yapılması gerektiğini, hatta depremin oluşabileceği zamanı dahi verdik. Marmara bölgesi en az 7,2 büyüklüğünde bir deprem bekliyor. Bu deprem belki Adalar’ın güneyindeki fayda olur, belki Adalar ile Orta Marmara çukurluğu, Marmara Ereğlisi’nin güneyindeki o hat üzerinde olabilir. 7,2 deprem meydana geldiği takdirde İstanbul çok şiddetli şekilde etkilenebilir. Çünkü İstanbul, yapı stokunun yüzde 60’ı mühendislik hizmeti görmemiş, deprem güvenliği olmadığı resmi ağızlarca söylenen bir kent. Bunun dışında yolları, altyapısı son derece gelişigüzel. İstanbul’un çok ciddi şekilde etkilenmesi üzerine de çalışmalar yapıldı zamanında; gerçi Boğaziçi Üniversitesi kayıp sayısını azaltıyor, bir ara 10 bin 15 binlere kadar indiler ama ben onun siyasi nedenlerden olduğunu düşünüyorum. 1999’dan sonra 30 sene içinde (eksi, artı 15) bir deprem beklendiği söylendi ve bu hâlâ geçerli.

İSTANBUL HAZIR MI?
17 Ağustos’tan sonra belki çok şey yapıldı. Ancak İstanbul depreme tamamen hazır hale getirildi mi derseniz, tabii ki hayır. Bu hiçbir şey yapılmadığı anlamına gelmez, bazı şeyler yapılıyor da ama bu yapılanlar nicel olarak yeterli değil. Resmi binalar, okullar, hastaneler güçlendirildi. Tamamı bitti mi? Hayır. İstanbul’da 1 milyon 600 bin bina var. Yüzde 60’ına çürük derseniz, yaklaşık 900-950 bin bina deprem güvenli değil, demiş olursunuz. Bu binaları bugünkü kentsel dönüşüm mantığıyla (lüks binalar yaparak) zaten güçlendirmeniz mümkün değil. Ne zaman ne de para yeter…
İSTANBUL'DA DEPREM OLDUĞU TAKTİRDE...

Biz boş arsaları, yeşil alanları yıkıp AVM’ler, binalar yapıyoruz… Belediyelerimiz sağ olsun, o amaçla çalışıyor… Hani toplanma sahaları? Peki hani acil yollar? Deprem olduğunda senin bulunduğun bölgenin acil kurtarma ekipleri hangileridir, sayıları nedir, nereden geleceklerdir? Diyelim sağ kurtuldun, nereye, kime başvuracaksın, hangi ekmek fırınından ekmek alacaksın? Böyle bir örgütlenme, bilgilendirme yok.

3 Mayıs 2015 Pazar

Deprem toplanma alanları ne işe yarar?

http://www.ensonhaber.com/nepaldeki-depremi-google-earth-goruntuledi-2015-05-01.html

nepaldeki depremden sonra çekilen google earth görüntülerinde kurulan çadır kentleri görebilirsiniz.
tabi İstanbul'da bu alanlar AVM oldu...

28 Nisan 2015 Salı

Bir futbol sahası 278 kişi demek...


bir çadır 16m2 yer kaplıyor.  uluslar arası maç yapılan futbol sahası 105*68 ebatlarında. Yani 7140m2. yani sadece taban alanı olarak 446 çadır geliyor. çadır 5 kişilik denildiğinde 2230 kişi bir futbol sahasına yerleşiyor diyebilirsiniz.
ancak bu yanlış bir hesap, çadır kurulum alanı ve ara güvenlik payları ve yollar, tesisler düşünüldüğünde http://www.birgun.net/news/view/nereye-siginacak-bu-insanlar/3939 haberine baktığımızda 25bin m2lik alana 185 çadır planı yapıldığı gözüküyor. yani bir çadırın gerçek hakkı 135m2. taban alanının yaklaşık 8 katı. bu da bir futbol sahasına 278 kişinin sığabileceğini gösteriyor.

tabi bunlar teorik hesaplar ama sizce şehirlerimizdeki insanların afet durumunda kaçıp sığınabileceği yerler var mı?

Nepal depreminden kareler...

http://news.yahoo.com/photos/strong-earthquake-and-aftershocks-shake-nepal-slideshow/people-sleep-ground-open-area-early-morning-earthquake-photo-031154902.html

Nepal depreminden kareler...

Deprem toplanma alanları hala AVM oluyor. En son haber Düzce'den...

http://www.hbrdr.com/guncel/akp-li-duzce-belediye-baskani-ndan-skandal-karar-h4040376.html

Deprem toplanma alanları hala AVM oluyor.
Felaket anında rotanızı biliyor musunuz?

27 Nisan 2015 Pazartesi

Kızılay, ‘120 bin çadır lazım 20 bin gönderdik’ diyerek övündü

http://www.istanbul.indymedia.org/tr/haber/kızılay-'120-bin-çadır-lazım-20-bin-gönderdik'-diyerek-övündü

Kızılay, ‘120 bin çadır lazım 20 bin gönderdik’ diyerek övündü

 

Kızılay Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, depremin üzerinden 48 saat geçmeden 20 bin çadırı afet bölgesine göndererek tarihinin en büyük afet sevkıyatını gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bölgedeki tüm çadır ihtiyaçlarının giderilmesi için 120 bin çadır kapasitesine ihtiyaç var. Kimse evinin önünden ayrılmak istememektedir. Bu da son derece muazzam bir çadır ihtiyacını beraberinde getiriyor. Ortaya çıkan çadır ihtiyacının sebebi budur” dedi.
Akar, Afet Operasyon Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Van’daki depremin ardından yaşananlara ilişkin bilgi verdi. Depremin ardından Türk Kızılayı olarak hemen bölgede operasyonlara başladıklarını söyleyen Akar, depremin ardından bölgeye 25 bin 666 çadır, 31 toplu barınma çadırı, 38 bin 302 battaniye, 4 bin 239 katalitik soba, 2 bin 220 mutfak seti, 2 bin 124 gıda kolisi, 157 bin 805 içme suyu, 112 bin 565 kumanya ve 124 ton gıda malzemesinin sevk edildiğini anlatan Akar, bir mobil fırın, 3 mobil ikram aracı, 21 seyyar mutfak ile 720 Türk Kızılayı Mevlana Evi’nin de bölgeye gönderildiğini söyledi.
Bölgedeki yardım malzemelerinin dağıtımı ve çalışmaların valilik koordinasyonunda gerçekleştiğini vurgulayan Akar, “Türk Kızılayı, hiçbir zaman böyle bir afet karşısında tek başına yeterli olacağı iddiası içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bu boyutta bir afet müdahalesi tüm unsurların içinde bulunduğu ciddi bir koordinasyon ve işbirliği içinde gerçekleştirilebilir. Çok şükür, Van’da da böyle bir tablo sergilenmiştir” diye konuştu.
“Normal olarak 7.2 büyüklüğünde ve Van’da olan bir depremde gerçek afetzede miktarının normal şartlarda 20 bin olduğu sanılmaktadır. Normal şartlar olsaydı 20 bin afetzede 4 bin çadır ile barındırılabilir, korunabilir, sıcak ve soğuktan arındırılabilirdi. Ama, bu afetin neticesinde süregelen karşımızda 20 bin afetzededen başka 600 bin afetzede vardır. 600 bin afetzedenin barındırılması için 120 bin çadıra ihtiyaç vardır. Sıkıntı buradan kaynaklanmaktadır” dedi. (ANKARA)



Türk Kızılayı Genel Başkanı Akar, "Bölgedeki tüm çadır ihtiyaçlarının giderilmesi için 120 bin çadır kapasitesine ihtiyaç var. Afet yönetiminin mantığında bu boyutta bir çadır stokunu elde tutmak doğru değildir" dedi

  Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, depremin üzerinden 48 saat geçmeden 20 bin çadırı afet bölgesine göndererek tarihinin en büyük afet sevkıyatını gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bölgedeki tüm çadır ihtiyaçlarının giderilmesi için 120 bin çadır kapasitesine ihtiyaç var. Kimse evinin önünden ayrılmak istememektedir. Bu da son derece muazzam bir çadır ihtiyacını beraberinde getiriyor. Ortaya çıkan çadır ihtiyacının sebebi budur" dedi.

Akar, Afet Operasyon Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Van’daki depremin ardından yaşananlara ilişkin bilgi verdi.
Depremde hayatını kaybedenlerde başsağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Akar, depremin ardından Türk Kızılayı olarak hemen bölgede operasyonlara başladıklarını bildirdi. 146’sı profesyonel olmak üzere 377 Kızılay görevlisinin afet bölgesinde görev yaptığını ifade eden Akar, Türk Kızılayı Van Şube Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin de kendi evlerinin hasar görmesine rağmen diğer afetzedelerin yardımına koştuğuna dikkati çekti.
Depremin ardından bölgeye 25 bin 666 çadır, 31 toplu barınma çadırı, 38 bin 302 battaniye, 4 bin 239 katalitik soba, 2 bin 220 mutfak seti, 2 bin 124 gıda kolisi, 157 bin 805 içme suyu, 112 bin 565 kumanya ve 124 ton gıda malzemesinin sevk edildiğini anlatan Akar, bir mobil fırın, 3 mobil ikram aracı, 21 seyyar mutfak ile 720 Türk Kızılayı Mevlana Evi’nin de bölgeye gönderildiğini söyledi.
Akar, deprem bölgesinde 2 bin 500 Mevlana Evi’nin kurulacağını belirterek, bölgede Türk Kızılayınca biri Van merkez, ikisi Erciş’te olmak üzere 3 çadır kent kurulduğunu ve 108 bin 258 kişiye barınma imkanı sağlandığını bildirdi. Kızılayın depolarındaki stoklardan 25 bin 666 çadırı bölgeye sevk ettiklerini ve bunlardan 18 bin 43’ünü afetzedelerin kullanımına sunduklarını belirten Akar, "Türk Kızılayının bölgede kurmayı planladığı çadır sayısı 30 bin adettir" dedi. Çadırlar hakkında da bilgi veren Akar, Türk Kızılayınca üretilen, bu nedenle "Türk tipi" diye isimlendirilen çadırların 4 mevsim kullanılabildiğini ifade etti. Akar, çadırların 14 metrekare büyüklüğünde olduğunu ve 5 kişilik bir ailenin rahatlıkla barınabileceğini belirterek, çadırların bazı yerlerde yazlık-kışlık, dayanıklı-dayanıksız diye sınıflandırılmaya çalışıldığını, bunun hiçbir şekilde doğru olmadığını söyledi.
Türk Kızılayının Van’daki aş evinden sürekli sıcak yemek çıkarıldığını da anlatan Akar, çadır kentlerde dağıtılan üç öğün sıcak yemeğin yanı sıra mobil ikram araçlarının da kumanya dağıtımı yaptığını dile getirdi. Akar, "bir çadır sıkıntısı olduğunu kabul etmekteyiz, tüm Türkiye olarak bunu kabul ediyoruz" diyerek, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın dün TBMM’de yaptığı konuşmada bu sıkıntıya ve bunun nedenlerine değindiğini anımsattı.
Yerleşim yerleri zarar görenlere yönelik çadır kurulum çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Akar, şunları kaydetti:
"Ancak, çadır konusunda ihtiyaç devam etmektedir. Türk Kızılayı, depremin üzerinden 48 saat geçmeden 20 bin çadırı afet bölgesine göndererek tarihinin en büyük afet sevkıyatını gerçekleştirmiştir.
Van ve Erciş’te afetten etkilenen 600 bin afetzede bulunuyor. Afetzedeler, gerek artçı depremlerin devam etmesi, gerek evlerine giremeyecek durumda olmalarından dolayı çadıra ihtiyaç duymaktadır. Bölgedeki tüm çadır ihtiyaçlarının giderilmesi için 120 bin çadır kapasitesine ihtiyaç var. Afet yönetiminin mantığında bu boyutta bir çadır stokunu elde tutmak doğru değildir. Depolama, bakım, sevkıyat ve maliyet açısından... Dünyadaki en büyük ikinci çadır kapasitesine sahip olan Türk Kızılayının stoklarında 46 bin çadır bulunuyor. Çadır sıkıntısının bir diğer önemli sebebi de afetzedelerin kendi evlerini ve yakın çevresini terk etmeme isteğidir. Evlerini ve hayvanlarını bırakmak istemeyen afetzedeler, merkezi yerlerde oluşturulan çadır kentlere yerleşmeyi reddetmektedir."
Bölgedeki yardım malzemelerinin dağıtımı ve çalışmaların valilik koordinasyonunda gerçekleştiğini vurgulayan Akar, "Türk Kızılayı, hiçbir zaman böyle bir afet karşısında tek başına yeterli olacağı iddiası içinde olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bu boyutta bir afet müdahalesi tüm unsurların içinde bulunduğu ciddi bir koordinasyon ve işbirliği içinde gerçekleştirilebilir. Çok şükür, Van’da da böyle bir tablo sergilenmiştir" diye konuştu.
-"Bu, olağanüstü bir durumdur"-
Akar, 7.2 şiddetindeki depremin büyük ve yıkıcı bir deprem olduğunu, sonrasında da çok sayıda afetzedenin ortaya çıkmasının herkesçe bilinebileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Normal olarak 7.2 büyüklüğünde ve Van’da olan bir depremde gerçek afetzede miktarının normal şartlarda 20 bin olduğu sanılmaktadır. Normal şartlar olsaydı 20 bin afetzede 4 bin çadır ile barındırılabilir, korunabilir, sıcak ve soğuktan arındırılabilirdi. Ama, bu afetin neticesinde süregelen karşımızda 20 bin afetzededen başka 600 bin afetzede vardır. 600 bin afetzedenin barındırılması için 120 bin çadıra ihtiyaç vardır. Sıkıntı buradan kaynaklanmaktadır.
Artçı sarsıntıların ara vermeden devam etmesi, vatandaşın evine girememesi, hasar görmeyen evlerin girilemeyecek durumda olması bu sıkıntıyı çoğaltmaktadır. Bu, olağanüstü bir durumdur. Hiçbir afet bölgesinde, hiçbir afete müdahalede böyle kapsamlı bir çadır talebiyle karşılaşılmamıştır. Ayrıca, oradaki vatandaşlar evlerini hırsızlara teslim etmemek için, hayvanlarını bırakmamak için, evlerine yakın veya evlerinin önüne çadır talep etmektedir.
Kimse evinin önünden ayrılmak istememektedir. Her eve ayrı çadır ihtiyacı vardır. Bu da son derece muazzam bir çadır ihtiyacını beraberinde getiriyor. Ortaya çıkan çadır ihtiyacının sebebi budur. Bunu gidermek için stoklarımızın üçte ikisini bölgeye sevk ettik. 30 bin çadırı yarın itibarıyla orada konuşlandırmış olacağız."
-"17 tırımız, yağmacılar tarafından talan edilmiştir"-
Mevlana Evleri’nin bölgeye gönderildiğini de dile getiren Akar, depremden etkilenenlere psikososyal destek vermek üzere Türk Kızılayının psikologlarının da bölgede görev yaptığını anlattı.
Akar, bölgedeki Türk Kızılayı Kan Merkezlerinden yaralılar için bin 500 ünite kanın hastanelere gönderildiğini ifade ederek, "Yaralıların ihtiyaçlarının iki kat fazlası kan miktarı bölgedeki stoklarımızda mevcuttur. Bölgede kan ihtiyacı yoktur" diye konuştu.
Akar, Türkiye’deki azınlık vakıflarının da depremzedeler için çeşitli yardımlarda bulunduğunu söyledi.
Depremin ardından her depremde olduğu gibi Van’da da yağmacıların ortaya çıktığına dikkati çeken Akar, "17 tırımız, yağmacılar tarafından talan edilmiştir. Van’daki çadır kentimiz de bu yağmacılar tarafından talan edilmiş, vatandaşların direnci sayesinde oradaki 50 çadırımız muhafaza edilebilmiştir. Van’daki Kızılay Şube Başkanlığımız, bunlar tarafından basılmıştır" dedi.
http://www.posta.com.tr/turkiye/HaberDetay/_120_bin_cadira_ihtiyac_var_....


26 Nisan 2015 Pazar

Güncel İstanbul deprem hazırlık bilgisi, en iyi semtler ve en kötü semtler...



numan kurtulmuş'un imzasıyla sunulan rapordaki rakamları el emeği göz nuru deyip gece yarısı excell'e aktardığımızda karşılaşılan tablo aşağıda:
1-çadırların ihtiyacını karşılayacağı planlanan nüfus düşünüldüğünde çadır başına 5 kişi düşmektedir (1151575/230315)
2-istanbul'da ortalama ilçe nüfusu 368641'dir. ilçe başına yaklaşık 10 çadır kent ve bir çadır kent başına 628 çadır düşmektedir. ilçe çadır ortalaması yaklaşık 5905'tir.
3- nüfusa oranla en çok çadır dikilmesi planlanan ilçeler sırayla çatalca(4)-silivri&adalar(13)-çekmeköy&sile(16)dır. (rakamlar ilçe nüfusunun dikilecek çadır sayısına bölümüdür.)
4- nüfusa göre en az çadır dikilen yerler kartal(816)-avcılar(486)-sarıyer(411)-sultanbeyli(394)ve fatihtir(281). (rakamlar ilçe nüfusunun dikilecek çadır sayısına bölümüdür.)
5-en nezih çadır kentler(çadır kent başına çadır) beşiktaş(108)-kartal(110)-adalar(135)-güngören(200) ve üsküdar(207) olacaktır.
6-en metropol çadır kentler(çadır kent başına çadır) çatalca(8600)-küçükçekmece(6885)-başakşehir(2181)-şile(2000)-ümraniyedir(1860).
7-çadır kent başına nüfusta en düşük beşli adalar(1784)-çekmeköy(6687)-silivri(8954)-beşiktaş(14523)ve üsküdar(17832) olacaktır.
8-en hindistanımsı çadır kentler küçükçekmece(187100)-sarıyer(168841)-gaziosmanpaşa(166040)-sultanbeyli(157511)ve avcılardır(139284).

notlar:
1-rakamlar ilçe brüt nüfusunu gözeterek alınmıştır. tabi ki ilçenin depremden etkilenme oranı vs değişebilir. ama tahmini rakam olarak bakıldığında 1151575 kişilik kapasite planlandığı düşünüldüğünde yaklaşık %8lik bir evsiz kalma oranı ortaya çıkmaktadır. kabaca %10 şehir nüfusunun evsiz olacağı düşünülebilinir. bu arada hane halkı adedi 5 olarak alınmakta imiş devlet tarafından.
2-özet geçmek gerekirse planlar çadırda 5 kişi kalması üzerine planlanmış. planladığı gibi %8 rakamı tutarsa
çatalca
silivri
adalar
çekmeköy
çile
en iyi planlama yapılmış yerler güncel olarak...
bağcılar
fatih
sultanbeyli
sarıyer
avcılar
of ki offf.... çadır başına 30 kişi düşüyor %8 ihtimalle...

link çalışmazsa ilgili rapor: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/7/7-60115c.pdf

23 Nisan 2015 Perşembe

20 Nisan 2015 Pazartesi

Kahraman aymazlar Susuz Yaz’ın hazırlıkçı Osmanlarına karşı

http://www.yazargundemi.com/yazi/103228/read

Kahraman aymazlar Susuz Yaz’ın hazırlıkçı Osmanlarına karşı

(23.2.2014 - Melih ALTIOK)

Belki rastlamışsınızdır, Nat Geo’da “Sıra dışı kıyamet hazırlıkçıları” isimli bir belgesel yayımlanıyor. Her bölümde kendi felaket senaryosuna karşı “hazırlık” yapan ABD’lilerin öyküsü anlatılıyor.
Kimi yakın gelecekteki “olası” zombi istilası için tedbirler alıyor. Evini sağlamlaştırıyor, mahzeninde bir cephanelik kuruyor.
Bir diğerinin en büyük kâbusu küresel ekonomik kriz. Aylık kazancının 3/1’i ile erzak depoluyor. Hafta sonları da, krizde aç kalan diğer insanlardan yiyeceklerini korumak için 10 yaşındaki oğluna ve karısına atış talimi yaptırıyor.
Daha ne hazırlık hikâyeleri var, inanın aklınız hayaliniz durur. Nükleer bir savaştaki su kıtlığına karşı Pazar sabahları ailece yapılan “idrarın tadına alışma” seanslarını mı ararsınız yoksa bahçesine “şimdiden” bubi tuzakları kuranları mı?
“Felaketlerine” hazırlanan bu insanlar kendilerine “hazırlıkçı” diyorlar. Gruplar kurup deneyimlerini paylaşıyorlar, yardımlaşıyorlar.
Aramızda “E güzel işte, tedbirli olmak iyidir” diyenler olabilir ama açıkça söyleyeyim bu hal bana manyakça geliyor.
Evet, Zombi ya da uzaylı istilası gibi tehditleri saymazsak, kıtlık, doğal afet, savaş, ekonomik kriz vs. gibi tehlikeler olası. Bunlara karşı tedbirlerin alınması da doğal. Ancak insanın tüm yaşamını tehlikeye hazırlanarak geçirmesini, varoluşunun anlamını, yalnızca kendisinin sıyıracağı büyük yok oluşu beklemekte bulmasını zavallıca buluyorum.
Düşünsenize, bu ne büyük bir yalnızlık ve aslında ne büyük bencillik. Bir savaş halinde kimse içecek temiz su bulamazken siz bahçenizdeki deponuzla huzuru ve güveni yaşayacağınızı sanıyorsunuz. Üstelik o depoyu susuzluktan kırılmış insanlarla paylaşmamak için bir de silahlanıyorsunuz.
Hazırlıkçıların, bekledikleri felakete “inançları” da acıklı. Çünkü o karanlık senaryoyu beklemiyor, adeta “arzuluyorlar.” Zira kendileriyle yapılan röportajlarda en sinirlendikleri şey, tedbirlerinin boşa gidebileceğine dair olasılıkların hatırlatılması.
“Hayır” diyorlar, “O gün geldiğinde bize inanmayan, hazırlıklarımızla dalga geçen komşularımız görecekler günlerini. Kapımıza bir dilim ekmek için geldiklerinde bize inanmayarak ne büyük bir hata yaptıklarını anlayacaklar. Ama onlar için çok geç olacak!”
Tabii ki bu Godot’u bekleme sendromundan, yalnızca hazırlıkçıların birey olarak sorumlu olduklarını söyleyemeyiz.
Zira hepimiz, yaşamı, yalnızca kendimizin tüketerek varolabileceği bir süreç olarak algılamamız için yoğun bir bombardıman altındayız.
Kimimiz bombardımanı yapanlara direnmenin insani aymazlığına, kimimizse sığınaklarda fare gibi tıkınıp, tıslayarak sürdüreceği huzura hazırlığa yaşamak diyor.

Susuz Yaz’ın Osmanları…

Eminim yazıyı okurken pek çoğunuzun aklına benim gibi, kapımıza dayandığı söylenen kuraklık senaryoları geldi.
Zira resmi yetkililer her ne kadar “hazırlığımız var” dese de haber bültenlerinde bilim adamlarının felaket senaryoları baskın geliyor.
Şimdiden pek çok apartman yönetim kurulu olağanüstü gündemle toplanmıştır bile. Binaların çatılarına ekstra su depoları kurulması için karar da alınmıştır. Suya ihtiyacı olan fabrikalar vs. de depolamaya başlamışlardır.
Su seviyesinin tehlikeli seviyeye indiği söylenen barajlarımızın vay haline! Hazırlık kararı alıp kuraklıktan kısmen yakasını sıyırmaya çalışanlar, depolarına doldurdukları suyla, olası bir susuzluğun başlangıç tarihini öne çektikleri düşünüyorlar mıdır dersiniz? Ya da Metin Erksan’ın Susuz Yaz’ındaki Osman (Erol Taş) misali, hazırlıklarıyla, bırakın depo yapmayı, su parasını zor ödeyen yoksulların suyundan çaldıklarını?
Zira uzmanlar, bir barajın su seviyesi kritik eşiğin altına düştüğünde, yağmurla ya da karla eksiğini tamamlamasının çok daha zorlaştığını söylüyorlar.
Bollukta da kuraklık ve susuzlukta da ya hep beraber ya hiç birimiz…

14 Nisan 2015 Salı

Nükleer patlamalarda yapılması gerekenler

http://news.sciencemag.org/environment/2014/01/how-survive-nuclear-explosion

http://www.ki4u.com/guide.htm

http://www.nytimes.com/2010/12/16/science/16terror.html



https://www.dhs.gov/xlibrary/assets/prep_nuclear_fact_sheet.pdf





Merhaba;

Akkuyu Santralinin temeli atılırken olası bir patlamada yapılması gerekenleri kabaca sıralayalım.

Amerika Ana Yurt Güvenliğinin prosedürlerini kaynak olarak alırsak:

Patlama olduğu bölgenin yakınında iseniz ve hala hayatta iseniz hemen dışarıda minimum zaman geçirecek şekilde kendinizi sağlam bir bina ya da camları kapalı bir aracın içine atın. Beton bir bina radyasyonu %50 azaltırken, yer altına inebilirsiniz (kömürlük, otopark, metro gibi) etki %90 azalır.

Olay yerinden hemen uzaklaşın. Patlama noktasından iki kat uzaklaşmak etkiyi dört kat azaltır.

Dışarıda harcadığınız zamanı minimuma çekin.

Patlama anında dışarıda iseniz:

1-Yüz üstü yere yatın ve açıktaki derinizi koruyun (ellerinizi göğüsünüzün altına altın mesela)

2- Ağız burnu elbise ya da atkı ile kapatın. maske etkisi yaratarak havadaki partikülleri azaltmaya çalışın

3-Hemen olay yerini terk edin. Bu sırada

Bir moloz bulutunun size yaklaştığını görürseniz olay yerini size yaklaşan buluta dik olacak şekilde terk edin.

Eğer bulut göremiyor ve patlamanın yerini kestiremiyorsanız hemen çok katlı bir binanın bodrumuna sığının.

Sığındığınız yerde minimum sayıda kapı ve pencere olsun.

4- Üstünüze yapışan toz ve moloz parçalarından hemen kurtulun. mümkünse duş alın, saçlarınızı yıkayın ve elbise değiştirin.

5- Sığındığınız yeri terk etmeden önce acil durum yetkililerinden haber bekleyin.

Patlama anında bir binada iseniz:



1- Hemen zeminin altına inmeye çalışın. Havalandırmayı kapatın, kapı ve pencerelerinin hava geçirmediğinden emin olun. Serpintinin geçmesi bir kaç saat alacaktır.

2- Yetkililer çıkın demeden dışarı çıkmayın (hazırlıkçılığın önemi)

3- Evdeki depolanmış yiyecek ve sıvıları tüketin.

4- haber kanallarında yetkili açıklamalarını takip edin. Bu kaynaklar elektrik kesintilerinden dolayı bir süre yayın yapamayacaktır. Panik yapmayın.

Bulunduğunuz yeri terk etmeden önce

1- Kaçış yollarının ve geçici sığınakların, toplanma ve intikal prosedürlerinin açıklanmasını bekleyin.

2- Evin her yerinin kapalı ve kitli olduğundan emin olun. Radyasyonlu serpintinin bulunduğunuz yere sinmesine engel olduğunuzdan emin olun.

9 Nisan 2015 Perşembe

Kocaeli’de bazı bölgelerde 3 saatlik elektrik kesintisi 60 fabrikada üretimi durdurdu

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/28680293.asp

Kocaeli’de bazı bölgelerde 3 saatlik elektrik kesintisi 60 fabrikada üretimi durdurdu

Türkiye genelinde geçen hafta yaşanan ve sanayi kuruluşlarında üretimi durduran elektrik kesintisinin ardından dün Kocaeli’nin bazı bölgelerinde yine TEİAŞ kaynaklı olduğu belirtilen elektrik kesintileri meydana geldi. Vezirçiftliği ve Kullar Bölgesinde 60 civarında fabrikada 3 saatlik kesinti nedeniyle üretim durdu.

Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu yaptığı açıklamada, enerji kesintilerinin büyük sorun olmaya başladığını, sık sık meydana gelen kesintilerin üretim kaybına ve maddi zararlara yol açtığını söyledi. Zeytinoğlu şöyle dedi:
"Kocaeli Türkiye’nin en gelişmiş ikinci büyük sanayi kentidir. İlimizdeki sanayinin, üretimi engelleyici faktörlere tahammülü yoktur. Enerji, sanayicilerimizin üretimi doğrudan etkileyen önemli bir girdidir. Son zamanlarda elektrik kesintileri ile ilgili üyelerimizden gelen şikayetler çoğalmış ve Oda olarak bizi harekete geçirmek durumunda bırakmıştır. 

Konuyla ilgili olarak, SEDAŞ ile yapılan görüşmelerde kesintilerin TEİAŞ kaynaklı olduğu tarafımıza iletilmiştir. Aldığımız kesinti şikayetleri haberli kesinti sınıfında yer almamaktadır. Bugün gerçekleşen kesintiden Vezirçiftliği ve Kullar bölgesinde yer alan 60’a yakın firmamız olumsuz etkilendiğini bildirdi. Bundan sonraki dönem için elektrik kesintilerinin haberli olarak yapılması hedeflenmelidir. Kesintilerin devam etmesi durumunda, sanayicilerden gelecek tepkileri dikkate alarak bir yol oluşturmak durumundayız."

8 Nisan 2015 Çarşamba

İstanbul'da elektrik kesintisi

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28677619.asp

Beykoz, Kadıköy, Sultanbeyli ve Ümraniye'nin bazı mahallelerine, 10 Nisan'da elektrik verilemeyecek.

İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Dağıtım AŞ'den yapılan açıklamaya göre, 10 Nisan Cuma günü 11.00 ile 14.00 saatleri arasında, Beykoz'da Mahmut Şevket Paşa Mahallesi, Cenaplar, Anadolu Feneri Anadolu Feneri Yolu, Kabakoz Yolu, Fener, Tütüncüler, Kaynarcabeykoz, Yapraklı Çıkmazı, Dereboyu, Taşlıgeçit Çıkmazı, Poyrazanadolu Feneri Yolu, Merkez, Poyraz Yolu, Plaj, Mendirek Yolu sokakları elektrik alamayacak. Aynı gün, Kadıköy'de 12.00 ile 13.00 saatleri arasında, Sahrayıcedit Mahallesi, Mümin Deresi, Çelik ve Halk sokaklarda, Sultanbeyli'de 10.00 ile 17.00 saatleri arasında, Adil Mahallesi, Asmalı Mescit Sokak'ta, Ümraniye'de 08.00 ile 18.00 saatleri arasında, İstiklal Mahallesi, Şair Nesimi Sokak, Namık Kemal Mahallesi ve Motif Sokak'ta elektrik kesintisi yapılacak.

1 Nisan 2015 Çarşamba

AFAD'dan İstanbul deprem alanları açıklaması

http://www.milliyet.com.tr/afad-dan-istanbul-deprem-alanlari-gundem-2036934/

AFAD'dan İstanbul deprem alanları açıklaması

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, olası bir afet durumunda İstanbul nüfusunun tamamına geçici barınma hizmetleri sunulmasına yönelik planlama yapıldığını açıkladı.


Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul’da yaşanabilecek deprem hakkında bazı medya organlarında yer alan geçici barınma alanları ile ilgili haberler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.
Ülkemizin müdahale kapasitesinin artırılması amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinden oluşan 28 hizmet grubu vasıtasıyla işleyen Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP), 2014 yılında yayımlanmış; 2015 yılı başında ulusal düzey hizmet grubu planları hizmete alınmıştır.
AFAD, risk yönetimi anlayışı doğrultusunda olası afetlerle ilgili ulusal ve uluslararası paydaşlarıyla birlikte bilimsel çalışmalar yürütmekte; dünyanın her yerinde olduğu gibi konunun uzmanları tarafından farklı senaryo çalışmaları yapılmaktadır. Depremin altyapı, üstyapı ve vatandaşlara etkileri hakkında tahminler içeren senaryo çalışmaları, mevcut müdahale kapasitesinin belirlenmesini sağlamakta ve olası bir afete karşı hazırlıklara temel teşkil etmektedir.
Mevcut senaryo çalışmaları çerçevesinde vatandaşların İstanbul dışına tahliyesi ile Türkiye Afet Müdahale Planı çerçevesinde İstanbul’da oluşturulacak çadırkentler, konteynerkentler ve diğer geçici barınma alanlarıyla ilgili planlar, İstanbul Valiliği, ilgili kurum ve kuruluşlar ve yerel paydaşlarımız ile işbirliği hâlinde hazırlanmıştır. Olası bir afet durumunda İstanbul nüfusunun tamamının geçici barınma hizmetlerine ihtiyaç duyacağı öngörülmemektedir."

31.MART.2015 ELEKTRİK KESİNTİSİ İRDELEMESİ

Merhaba;
31.MART.2015 tarihinde tüm Türkiye'de gerçekleşen elektrik kesintisinde ülkemizin alt yapısını ve yönetim anlayışını gördük. Olması gerekenleri tartışacak değiliz. Dün yaşananlardan sonra bir şeylerin düzgün olduğunu iddia edecek kimsenin de olduğunu pek sanmıyorum.
Ülkemiz için çok önemli üç-dört tane açık belli olmuştur. Öncelikle trafik sinyalizasyon sisteminin güneş enerjili yedek güç kaynaklarına bağlı olması lazım.
Başta aile sağlık merkezleri olmak üzere tüm sağlık birimlerinin 24 saatlik yedek güç sistemi (yine güneş enerjili alternatifler başta olmak üzere) olmasının zaruri olduğunu gördük.
Apartmanların çatı birimlerine de su deposu konması gerekliliği, mevcut depoların elektriksiz ortamda faaliyet göstermediği, merkezi ısıtmalı bina ve sitelerde jeneratör olması gerektiği anlaşılmıştır.
Binalara kesintisiz güç kaynağı konması da önemli…
Dün yaşanan kesinti yaklaşık 7-8 saat sürdü. Bu sürenin sonunda kimi baz istasyonları ve su pompaları pes etmeye başladı. İş çıkışı trafiği tam yaşanmadan sorun çözüldü. Kısacası işin rengi iyice değişecekken ucuz atlattık diyebiliriz.
Neyse bunların değişmesi temennisi ile kendi işimize bakacak olursak ilk önce evimizde aydınlatma ve el radyosu olması lazım… Evimizde yedek pil muhakkak bulundurmamız lazım. Universal harici adaptörlerin ve güneş panelli şarj aletleri de pratikliklerini bir kez daha ispatladılar.
Buzdolabında özellikle buzluk kısmında boşluk varsa lütfen eski pet şişelerinizi su ile doldurup (donarak genleşince patlatmayacak şekilde) koyarak buzlukta muhafaza edin.
Bu sayede kesintide buzluk kısmı çok daha soğuk olacağı için yukarıdaki bir takım gıdayı bu donmuş petlerler değiştirerek iki tarafında soğuk kalmasını ve oluşabilecek gıda kaybını engelleyebilirsiniz. Tabi gerekmedikçe buzdolabını açmıyoruz.
Evimizde bir piknik tüpü olması, katalitik soba olması son derece faydalıdır. Bunu da dün görmüş olduk…
Tabi ki güzel çözüm jeneratör almak ama apartman hayatında ne kadar mümkün olur iyi düşünülmeli. Balkonunuz müsaitse bu da güzel bir seçenek olacaktır.

 Dün sitemize yaşanan akımı görüyorsunuz. Dün yaşanan gerçek bir afet olsaydı insanların ne kadar hazırlıklı olduğunu görebilirsiniz. Unutmayın amacımız kıyameten sağ çıkmak değil. Gerçekleşecek dünkü gibi olaylardan 3 gün ila 7 gün boyunca kendimizi sakınabilmek...

Sizin de tecrübelerinizi ve fikirlerinizi bekliyoruz.
Saygılar…

31 Mart 2015 Salı

Buzdolabına dikkat!!!

http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hayat/28604012.asp

Elektrik kesintilerini kısa süreli, bir seferlik ya da kısa zaman aralıklarıyla gidip gelmesi şeklinde yaşayabiliriz. Bu nedenle buzdolabında yer alan çabuk bozulacak yiyeceklerinizi tüketme planları yapmakta fayda var.

SÜT VE YOĞURDA DİKKAT
** Dolap kapağında bulunan yiyecekler çok çabuk bozulur. Çünkü dolap her açıldığında sıcak havayla ilk burası temas eder. Bu nedenle sütün üzerinden eğer üç gün geçmişse ve elektrik kesintisi yaşanıyorsa, sütü koklamadan içmeyin ve yemeklerinizde kullanmayın.
** Yoğurt da çabuk bozulacak yiyeceklerin başında gelir. Satın alındıktan sonra en fazla 7 gün beklenmelidir. Elektrik kesintisi uzun sürüyorsa, yoğurdu da yemeden önce kontrol etmekte fayda var.
** Sert peynirler (İzmir tulumu, kaşar, dil peyniri vb) streç filme sarılarak 4 haftaya kadar tazeliğini muhafaza edecektir. Ancak peynir küflenmişse, küflenen kısmını mutlaka kesin. Elektrik kesintisi sırasında ilk bozulacak peynir krem peynirdir. Bu nedenle kesinti uzun sürerse krem peynirin de bozulması muhtemeldir.


DENİZ ÜRÜNLERİNE DİKKAT EDİN

** Buzdolabında en çabuk bozulacak ürün deniz ürünleridir. En fazla iki gün bekletmelisiniz. Elektrik kesintisinin uzun sürmesi halinde ise zehirlenme ihtimaline karşı tüketmeden önce mutlaka kontrol edin.
** Sebze ve meyveler dolabın kendi ısısıyla bir süre daha idare edecektir.
** Çabuk bozulma ihtimali olan bir diğer ürün de ettir. Elektrik kesintisi sırasında etlerin suyunu salacağını unutmayın ve altlarına bir tabak koyun. Kırmızı et buzdolabında en fazla dört gün dayanır. Sosis ve salam 5 gün, füme etler 1 hafta dayanır.


4 SAAT DAYANABİLİR

** Benzer şekilde beyaz etler de 4 gün dayanabilir. Derin dondurucuda bulunan beyaz eti uzun süre saklayabilirsiniz.
** Elektrik kesintisi sırasında yiyeceklerinizin ısınmasını, derin dondurucudakilerin çözülmesini geciktirmek için dolap kapaklarını mümkün olduğunca açmamaya çalışın. Kapağı açılmazsa buzdolabı yiyeceklerinizi en fazla 4 saat soğuk tutabilir.
** Derin dondurucu için bu zaman 24-48 saattir. Ancak derin dondurucu içindeki buzlar çözülmüşse içindeki ürünleri hemen tüketmekte fayda var.
** Kesinti başlar başlamaz dolabınızda dondurma varsa onu tüketin.
BUNLARI UNUTMAYIN

** Elektrik kesintisi ne kadar sürerse sürsün; elektronik cihazlarınıza zarar verebilir. Bu nedenle kesinti başladığı sırada televizyon, çamaşır ve bulaşık makinesi, fırın, bilgisayar gibi aletleri prizden çekin. Zira elektrik bağlantısı sırasında çıkabilecek ufak bir kıvılcım bile yangına sebep olabilir.
** Güneş enerjisiyle şarj olan cihazlar hayat kurtarabilir. Bu cihazlar, kesintinin uzun sürmesi halinde şarj ihtiyacınızı karşılayacaktır.

Fotoğraflarla Türkiye'de elektrik kesintisi

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay/93620/2/2/fotograflarla-turkiyede-elektrik-kesintisi


Başbakan Davutoğlu'ndan elektrik kesintisi açıklaması

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28604098.asp

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisiyle ilgili açıklama yaptı. Davutoğlu, "Terör saldırısını da araştıyoruz" dedi.

İşte Davutoğlu'nun açıklamaları:
Enerji Bakanlığı’nda kriz masası kuruldu. İletim hatlarında sorun olduğunu düşünüyoruz. Her türlü ihtimali araştırıyoruz. Terör saldırısı olabilir mi, onu da araştırıyoruz o yönde araştırmalarımız var. Her türlü ihtimali araştırıyoruz.  

Taner Yıldız'dan flaş açıklama


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28604453.asp

Enerji Bakanı Taner Yıldız elektrik kesintisi hakkında konuştu.

İşte Yıldız’ın açıklamasından satır başları:

Şu anda Ankara'da Sincan'a Balgat ve şu anda bulunduğumuz TBMM'de dahil olmak üzere bir çok kesime elektrik verilmeye başlandı. Bu bizim istemediğimiz sevmediğimiz olay. Bunun farklı sebepleri olabilir. Bunun detaylarına gireceğiz. Şu anda bizim için önemli olan şebekeyi ayağa kaldırmak. Bu çok sık rastladığımız bir olay değil.

En önemli noktalardan bir tanesi saat 10:36 itibariyle arızamızın fazla, talebimizin  de az olduğu zamanlardan bir tanesi. Sabah 07:30-08:30'da tüketimin daha fazla olduğunu görüyoruz.
Nereden kaynaklanıyor olabilir, iletim hatlarından, ya da manevra dediğimiz hadiseden kaynaklanabilir. Ben birebir sıcağı sıcağına da takip ediyorum. Gölbaşı'nda merkezde bir kriz merkezimiz var. Orada bu yakinen takip ediliyor. Gelişmeleri de ben buradan her bir saatte bir bu bilgileri size arz edeceğim.

Milyonlarca aşı bozulabilir doktorlar panikte


http://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/28604227.asp

Milyonlarca aşı bozulabilir doktorlar panikte

Elektrikler kesildi aile hekimleri aşı derdine düştü. 6 bin aile sağlığı merkezinde bulunan milyonlarca aşı tehlikeye girdi. 22 bin aile hekimi ise işi bırakıp aşılarını nasıl koruyacaklarını bulmaya çalışıyor.

 

6 bin Aile Sağlığı Merkezi'nde yani aile hekimliklerinde 1-5 yaş arası yapılan hepatit B, kızamık, kızamıkçık, su çiçeği gibi aşılar bulunuyor. Bu aşılar, özel aşı dolaplarında değil ev tipi buzdolaplarında muhafaza ediliyor. Elektrik kesintisinin ne kadar süreceği bilinmediği için jeneratörlerin dayanıp dayanmayacağı da net değil.
"ACİL DURUMLAR İÇİN EYLEM PLANIMIZ YOK"
İstanbul'da görev yapan aile hekimi Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası'ndan Dr. Emrah Kırımlı işi bırakıp mazot almaya çıktığını ve bu şekilde jeneratörün ömrünü uzatmaya çalıştığını söylüyor. Böyle bir durum için belirlenen ortak bir eylem planının ellerinde bulunmadığını söyleyen Dr. Kırımlı büyüklü, küçüklü bir çok aile sağlığı merkezi olduğunu ve milyonlarca aşının nasıl korunacağını bilmediklerini söyledi.
BOZULAN AŞININ PARASI DOKTORDAN ALINIYOR
Ayrıca sağlık bakanlığı aşıların 8 derecenin üstüne çıktığında aile hekimlerinden tutanak tutmasını talep ediyor. Bazı durumlarda, aile hekimleri bu durumdan dolayı aşıların parasını cebinden ödemek zorunda bırakılıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre aşılar 30 santigrat dereceye kadar bozulmayabiliyor ancak standartlar gereği bakanlığın belirlediği maksimum sıcaklık 8 derece. Eskiden aşıları bu gibi durumlarda toplum sağlığı merkezlerine gönderdiklerini belirten Dr. Kırımlı artık TSM'lerin bu aşıları kabul etmediğini ve aile hekimlerinin aşı paniğine kapıldığını belirtti.

 


Merhaba Türkiye, GÜNAYDIN!!!!!!!

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28603271.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28603520.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28603686.asp

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28603527.asp

Türkiye'de elektrik kesintisi

Türkiye’nin bazı bölgelerinde yaşanan elektrik kesintileri hayatı olumsuz etkiliyor. TEİAŞ, elektrik nakil hatlarında saat 10.36'da yaşanan sorun nedeniyle birçok bölgede elektrik kesintisi meydana geldiğini bildirdi.

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere İzmir, Antalya gibi Türkiye’nin farklı şehirlerinde elektrik kesintileri yaşanıyor. Marmara bölgesinde, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Bursa, Kocaeli'nde elektrik kesintisi yaşandığı belirtildi.

METRO, TRAMVAY VE MARMARAY DURDU
İstanbul Büyükşehir Belediyesi elektrik kesintileri nedeniyle metro seferlerinin yapılamadığını duyurdu. Metro, tramvay ve Marmaray seferleri yapılamıyor.
 İADE BİLETLERİ METROBÜSTE GEÇERLİ DEĞİL

Tüm metro ve tramvay seferleri durdu. Elektriğin saat 10.40'da kesilmesi sonrası duraklardaki yolculara biletleri iade edildi. Ancak iade biletlerinin metrobüslerde geçerli olmaması yolcuların tepkisini çekti
Metro ve tramvay duraklarında yolcuların bir kısmının bekleyişi sürerken bazı duraklarda yoğunluk oluştuğu gözlendi.
Enerji yeniden sağlanır sağlanmaz seferlerin başlayacağı bildirildi.

Kesinti sebebiyle Atatürk Havalimanı’nda yolcuların metroya gitmemesi yönünde anons yapıldı.  Metro girişleri kapatıldı.
 Kesinti nedeniyle metroya girişler kapatıldı. İçeride mahsur kalanlar tahliye edildi. Asansörlerde kapalı kalanları ekipler kurtardı. - Fotoğraf: Eyüp Serbest
ULAŞIM A.Ş: HEPSİ DURDU, SORUN ELEKTRİK KESİNTİSİ

Ulaşım A.Ş. kaynaklarından edinilen bilgilere göre, İstanbul genelinde, metro, tramvay, füniküler sistemlerin hiç birinde seferler yapılamıyor. Aynı kaynak, sorunun elektrik kesintisinden kaynaklandığını, ne zaman çözüleceği konusunda ise bilgilerinin olmadığını kaydetti.
TRAFİK IŞIKLARI SÖNDÜ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden şehrin bazı noktalarında trafik ışıklarının çalışmadığı duyuruldu. Açıklamada şöyle denildi:
"İstanbul genelindeki elektrik kesintisi nedeniyle trafik ışıkları şu anlık çalışmamaktadır."

‘SIKINTI TEİAŞ’DAN KAYNAKLI’

Konu ile ilgili Boğaziçi Elektrik Dağıtım’dan hürriyet.com.tr’ye yapılan açıklamada, sıkıntının kaynağında TEİAŞ’ın (Türkiye Elektrik İletim A.Ş.) sisteminde yaşanan bir sorun bulunuyor. İstanbul’un bazı bölgeleri yanı sıra Türkiye’nin bazı illerinde de benzer sıkıntı yaşanıyor.
TEİAŞ: SORUN 10:36'DA YAŞANDI
TEİAŞ yetkilileri, elektrik nakil hatlarında saat 10.36'da yaşanan sorun nedeniyle birçok bölgede elektrik kesintisi meydana geldiğini bildirdi. Teknik inceleme başlatıldığını belirten yetkililer, sisteme en kısa sürede elektrik verilmesi için çalışıldığını kaydetti.
ANKARA'DA METRO VE HIZLI TREN DURDU
Ankara’da metro seferleri ile hızlı tren seferleri durdu, trafik sinyalizasyon sistemi çalışmıyor. Metro seferlerinin durması nedeniyle metroda uzun kuyruklar oluştu.

KOCAELİ'DE DE ELEKTRİKLER GİTTİ

Kocaeli'deki yerel sitelerin haberinde kentte de elektriklerin gittiği belirtildi. Bir sitede yer alan haberde, "Kent genelinde büyük elektrik kesintisi yaşanıyor. Saat 10.30 sularında kentin büyük bir bölümünde elektrikler gitti. Kesinti nedeniyle pekçok fabrikada üretim durmuş durumdu. Kesintinin bir patlama sonrası kaynaklandığı iddia edilirken henüz SEDAŞ'tan bir açıklama yapılmış değil" denildi.

BEDAŞ'IN SİTESİ ÇÖKTÜ
BEDAŞ’ın “kesinti” sayfası yoğunluk nedeniyle çökmüş durumda
TRAKYA DA ELEKTRİKSİZ KALDI
Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisinden Trakya Bölgesi de etkilendi. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illeri ve ilçelerine elektrik verilemiyor.

Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli'de saat 10.45 sıralarında elektrikler kesildi. Türkiye'nin bir çok ilinde yaşanan elektrik kesintisinin TEİAŞ kaynaklı olabileceği belirtilirken, ekiplerin harekete geçtiği bildirildi. Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş'den (TREDAŞ) yapılan açıklamada, kesinti nedeniyle vatandaşlardan çok sayıda başvuru alındığı kaydedildi.

Alo 186 Çağrı Merkezi'nde başvuru nedeniyle yoğunluğun yaşandığı ve merkezin kilitlenmiş durumda olduğu ifade edildi.

ÇUKUROVA İLLERİNDE ELEKTRİK KESİNTİSİ

ADANA, Mersin, Hatay, Osmaniye ve Niğde'de yüksek gerilim hattından kaynaklandığı belirtilen elektrik kesinti yaşandı. Saat 11.00 sıralarında Çukurova bölgesindeki illerde aynı anda elektrikler kesildi.

Adana, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mersin ve Osmaniye kentlerinin elektrik dağıtımı yapan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin telefonları kilitlendi. Toroslar Elektrik yetkilileri, kesintilerin yüksek gerilim hattından kaynaklandığını bildirdi. Çukurova bölgesindeki Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye ile birlikte Niğde ve çevre illerde yaşanan kesinti nedeniyle elektrikle verilen hizmetlerin birçoğu durma noktasına geldi.
 

Enerji Bakanlığı'ndan elektrik kesintisi açıklaması

 Enerji Bakanlığı yetkilileri, Hürriyet'te yaptığı açıklamada Türkiye genelindeki elektrik kesintileri için '15 yıldır böyle bir şey yaşanmadı' açıklamasını yaptı.

Türkiye genelinde meydana gelen elektrik kesintisi pekçok alanda hayatı olumsuz etkiliyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkilileri, 15 yıldan beri ilk kez böyle ülke genelinde elektrik kesintisi olduğunu söylediler. Yetkililer, “Otoyol olarak tabir edilen büyük hatlarda sıkıntı var. Kesintinin nedeni araştırılıyor. İlk izlenimler arızanın Ege bölgesi kaynaklı olabileceğini ortaya koyuyor. Arızanın giderilmesi için bütün olanaklar seferber edildi” dediler.

TEİAŞ'TAN AÇIKLAMA

TEİAŞ yetkilileri, elektrik nakil hatlarında saat 10.36'da yaşanan sorun nedeniyle birçok bölgede elektrik kesintisi meydana geldiğini bildirdi. Teknik inceleme başlatıldığını belirten yetkililer, sisteme en kısa sürede elektrik verilmesi için çalışıldığını kaydetti.

 

İşte elektrik kesintisinin yaşandığı iller

 

Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Bursa, Antalya, Kocaeli ve Türkiye genelinde bazı bölgelerde elektrik kesintileri yaşanıyor.

Marmara bölgesinde, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Bursa, Kocaeli'nde elektrik kesintisi yaşandığı belirtildi. 
Ankara, Adana, Adıyaman, Batman, Karaman, Karabük, Mardin, Trabzon, Aydın, Artvin, Edirne, Düzce, Diyarbakır, Kars, Muğla, Erzurum, Tekirdağ, Sinop, Antalya, İzmir, Bursa, Adana, Isparta, Burdur, Bitlis, Yozgat, Kütahya, Sivas, Kayseri, Çanakkale, Konya, Gaziantep, Hatay, Kırşehir, Denizli, Kahramanmaraş, Eskişehir, Uşak, İzmit, Tunceli, Zonguldak, Elazığ, Bilecik ve Samsun'da da kesintiler olduğu yönünde bilgiler geliyor.

TRAKYA DA ELEKTRİKSİZ KALDI
Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisinden Trakya Bölgesi de etkilendi. Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illeri ve ilçelerine elektrik verilemiyor.

Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli'de saat 10.45 sıralarında elektrikler kesildi. Türkiye'nin bir çok ilinde yaşanan elektrik kesintisinin TEİAŞ kaynaklı olabileceği belirtilirken, ekiplerin harekete geçtiği bildirildi. Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş'den (TREDAŞ) yapılan açıklamada, kesinti nedeniyle vatandaşlardan çok sayıda başvuru alındığı kaydedildi.
ÇUKUROVA İLLERİNDE ELEKTRİK KESİNTİSİ
ADANA, Mersin, Hatay, Osmaniye ve Niğde'de yüksek gerilim hattından kaynaklandığı belirtilen elektrik kesinti yaşandı. Saat 11.00 sıralarında Çukurova bölgesindeki illerde aynı anda elektrikler kesildi. Adana, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mersin ve Osmaniye kentlerinin elektrik dağıtımı yapan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin telefonları kilitlendi. Toroslar Elektrik yetkilileri, kesintilerin yüksek gerilim hattından kaynaklandığını bildirdi. Çukurova bölgesindeki Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye ile birlikte Niğde ve çevre illerde yaşanan kesinti nedeniyle elektrikle verilen hizmetlerin birçoğu durma noktasına geldi.

Metro ve tramvay seferleri durdu

Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle birçok ilde metro ve tramvay seferleri yapılamıyor.

İSTANBUL

İstanbul'da elektriğin saat 10.40'da kesilmesi ile raylı sistemler adeta felç oldu. Kesinti sonrası duraklardaki yolculara biletleri iade edildi. Metro, tramvay ve Marmaray duraklarında yolcuların bir kısmının bekleyişi sürerken bazı duraklarda yoğunluk oluştuğu gözlendi. Enerji yeniden sağlanır sağlanmaz seferlerin başlayacağı bildirildi.
İSTANBUL'DA TRAFİK IŞIKLARI SÖNDÜ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden şehrin bazı noktalarında trafik ışıklarının çalışmadığı duyuruldu. Açıklamada şöyle denildi: "İstanbul genelindeki elektrik kesintisi nedeniyle trafik ışıkları şu anlık çalışmamaktadır."

ANKARA
Ankara’da metro seferleri ile hızlı tren seferleri durdu, trafik sinyalizasyon sistemi çalışmıyor. Metro seferlerinin durması nedeniyle metroda uzun kuyruklar oluştu.

İZMİR
Metro ve İZBAN gibi demiryolu ulaşımı tamamen dururken trafik ışıklarının sönmesi, trafiğin kilitlenmesine sebep oldu. İZBAN'dan konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Metropol kentler başta olmak üzere ülkemizin büyük bölümünde, saat 10.36’da yaşanan elektrik kesintisi nedeniyle İZBAN’a ait seferler, zorunlu ve geçici olarak hizmet dışı kaldı." denildi. Hastaneler, okullar, kamu kurumları gibi yerlerde işlemlerin durduğu gözlendi.

BURSA

Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisi Bursa’da da hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Bursa’da saat 10.35’te başlayan elektrik kesintisi nedeniyle kent içi ulaşımda kullanılan Bursaray seferleri durdu. Trafik ışıkları da çalışmadı. Bursa’daki kesintinin en çok sanayi bölgelerini etkilediği bildirildi. Bursa'da elektrik dağıtımını yapan UEDAŞ yetkilileri, kesintinin ülke genelindeki sistemden kaynaklandığını belirtti.


 

29 Mart 2015 Pazar

3. HAVALİMANI'NA MI GÜVENİYORUZ?

Size bir mantık problemi...
Bir Kızılay Çadırının taban alanı 16,5m2.
(https://www.kizilay.org.tr/Bagis/BagisDetay/20)
Dikkat edin bu sadece taban alanı gergi ipi boşluğu, çadırlar arası güvenlik mesafesi, yol payı yok...
Şu an hazırlığı yapılan çadır sayısı 230315 adet.
bu kadar çadırın sadece kaplayacağı alan 3800198m2 yani 380 hektar (3800dönüm)...
Bu çadırlar 39 ilçede 367 merkezde kurulacak... yani merkez başına 1, 035 hektar (10 dönüm) alan gerekiyor.
Soru şu bulunduğunuz ilçede bu büyüklükte bir alanın olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabi bu rakamlar nüfusun %16sı için planlanan rakam...
Gerekli olan 6,25 katı alan 380*6,25=2375 hektar yapıyor.
3. havalimanı 7km*5km yani 3500hektar.
yani istanbul halkı için kurulması gereken çadır alanı 3. havalimanının %68'ini kaplıyor!!!

 

ÇADIR gerçekte kaç kişiliktir?

il-ilçe merkezinde 539619
köy ve beldelerde 495799 
kişi yaşıyordu.
8 kasımdaki depreme kadar ise 58000 çadır, 283000 battaniye ve 8701 soba bölgeye ulaşmıştı. (bkz AFAD VAN depremi notları)
kısaca şehir merkezinde 10 kişiye bir çadır, il geneli 20 kişiye bir çadır düşütü.
İstanbul için açıklanan rakamlara göre 5 kişiye bir çadır üzerinden yapılan hesaplamaların ne kadar gerçeği yansıttığını takdirinize bırakıyorum...

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28591395.asp
İstanbul için 230315 çadırda 1151575 kişi'nin kalabilceği belirtilmiş...
Bölmeye uğraşmayın 5 kişi oluyor.

İstanbul'un resmi nüfusu ise 14 milyon 377 bin 18 kişi (14377018)... Bu da 2 milyon 875 bin 404 çadır yapıyor (2875404). Tabi bu herkesin 5 kişi olarak çadırlara sıkışması durumunda... yani bekarlar, dullar vs... bireyler gözetilmemiş...

http://arsiv.taraf.com.tr/haber-yazdir-72087.html
Bu habere göre 8 milyon kişi oluşacak depremden etkilenecek. Yine en alt rakamlardan alsak ve etkilenecek 800000 (sekiz yüz bin) binanın %60'ı hasar alsa desek 480000 (dört yüz seksen bin) bina etkilencek. Her binada 5 daire ve her dairede 1 kişi kalıyor desek 2400000 (iki milyon dört yüz bin) kişi etkilencek... yani bırakın kişi sayısını etkilenecek BİNA SAYISI KADAR ÇADIR YOK!!!... 

Ya da iki binaya bir çadır düşüyor....
 YA DA İKİ BİNAYA EN İYİ İHTİMALLE BİR ÇADIR DÜŞÜYOR...

Tabi oluşacak kaos ortamında (yağma) bu rakam eminim daha da YÜKSELECEKTİR...

http://www.milliyet.com.tr/Milliyet-Tv/video-izle/Van-da-yagma-basladi-yzVhdTyld9Ye.html

DEPREM OLSA İSTANBUL'LU "AÇIKTA"

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28591395.asp

DEPREM OLSA İSTANBUL'LU "AÇIKTA"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın, beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgini soru önergesini yanıtladı.

Kurtulmuş, İstanbul’daki deprem hazırlıkları ile ilgili şu rakamları verdi:
“İstanbul ilinin 39 ilçesinde 367 adet çadırkent alanı olup, bu alanlara 230 bin 315 adet çadır kurulması mümkündür. Kurulacak çadırkentlere 1 milyon 151 bin 575 afetzede yerleştirilebilir.”
YÜZDE 16.41’İ
Soru önergesini veren CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran ise rakamları eleştirdi.
Bu tablonun, İstanbulluların ancak yüzde 16.41’i için deprem durumunda geçici barınma planlaması yapıldığı anlamına geldiğini savunan Oran, şu tepkiyi verdi:
“İstanbul’da büyük bir deprem durumunda 2 milyon 359 bin 289 kişinin geçici barınma imkânı planlanmış. İstanbul’un 2014 yılı resmi nüfusu 14 milyon 377 bin 18 kişi.” 

Lütfen Van depremi AFAD raporuna bakınız...

 

24 Mart 2015 Salı

Türkiye’de geçen yıl 25 hortum, 24 bin 13 deprem meydana geldi (kaynak: hürriyet)

 http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28537761.asp

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy’un hazırladığı 2014 Yılı Afet Raporuna göre, geçen yıl Türkiye’de 24 bin 13 deprem, 25 hortum meydana geldi.

YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan ’2014 Yılı Afet Raporu’ özetine göre geçtiğimiz yıl dünya çapında meydana gelen tüm doğal afetlerde yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti. 2014 yılında doğal afetlerin dünya ekonomisine toplam maliyeti ise 110 milyar doları buldu. Geçen yıl Türkiye’de ise toplam 24 bin 13 deprem, 25 hortum afeti meydana geldi. YTÜ Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy tarafından hazırlanan ’2014 Yılı Afet Raporu’nun 10 sayfadan oluşan özet raporu yayınlandı. Dünya çapında doğal afetlerin incelendiği ve derinlemesine analiz edildiği raporda çarpıcı bilgiler yer aldı.

"DOĞAL AFETLERDE YAŞANAN CAN KAYBI AZALDI"
2014 yılında doğal afetler konusunda en olumlu tablo ve sevindirici yanın can kaybı sayısında yaşanan azalma olduğu belirtilen raporda, 2014 yılında tüm doğal afetler sonucunda yaklaşık 10 bin (9 bin 415) kişinin hayatını kaybettiği belirtildi. Geçtiğimiz yıl can kaybının 22 bin’i aştığı vurgulanan raporda, 2014 bilançosunun son 30 yıllık ortalamanın da altında kalmasının sevindirici olduğu ifade edildi. 2014 yılının en ölümcül afetinin Afganistan’ın Argo dağlık bölgesinde meydana gelen heyelan olduğu aktarılan raporda, yaşanan afette 2 bin 700 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

"DOĞAL AFETLERİN DÜNYAYA MALİYETİ 110 MİLYAR DOLAR"
Geçen yıl doğal afetlerin tamamının dünya genelindeki maliyetinin 110 milyar doları bulduğu ifade edilen raporda, geçen yıl bu rakamın 140 milyar doları aştığı belirtildi. 2014’ün en maliyetli doğa afetinin Hindistan’da yaşanan Hudhud siklonu olduğu kaydedildi.

2014 yılında dünya genelinde meydana gelen can kayıplarının afetlere göre listelendiği rapora göre, 644 kişi deprem, 65 kişi volkan, 7 bin 849 kişi kütle hareketi (heyelan, kayma, akma, düşme vb…) 51 hortum, 778 Fırtına (kasırga, siklon, tayfun), 28 ağır kış koşulları olmak üzere toplam 9 bin 415 can kaybı yaşandı. Rapora göre, Türkiye ve yakın çevresinde (Yunanistan, Suriye, Lübnan, Irak, İran vb.) 2014 yılında M2’den büyük olmak üzere meydana gelen deprem sayısının 24 bin 013 oldu.

"TÜRKİYE 25 HORTUM VAKASIYLA AVRUPA 5.’Sİ OLDU"
Hortumların çok şiddetli alçak basınç merkezli bir siklonik fırtına olduğu belirtilen raporda, iklim değişikliğine bağlı olarak hortumların da artmaya başladığı belirtilen raporda, Avrupa’da 29 ülkede toplam 303 hortum meydana geldiği aktarıldı. Rapora göre Türkiye 25 hortum vakasıyla, Fransa (59), İtalya (52), Almanya (43), Rusya (30)’un ardından 5. sırada yer aldı. 


Katrina fırtınasında yaşananlar ve çıkarılan dersler...

Merhaba;

Amerika'da geçtiğimiz yıllarda yaşanan en büyük felaketlerden olan, ve sonucunda oluşan görüntülerin sadece Amerikalıları değil tüm dünyayı şaşırtan sahneler yaşandı.
Amerikayı sevin sevmeyin ama bana bu büyüklükte bir afet biz de olsa ne olurdu diye düşündürttü yaşananlar.
Bu konu hakkında örnek iki yazı aşağıda. Yine sizlere kabaca yazanları özetleyeceğim. Çalışma iki yazının sentezi olacaktır.


http://get-urban-survival-skills.blogspot.com.tr/2010/08/urban-survival-planning-lessons-learned.html

http://www.offthegridnews.com/extreme-survival/5-forgotten-survival-lessons-from-hurricane-katrina/

---Doğal ya da insan nedenli şehirleşmiş alanlarda yaşanan büyük ölçekli felaketlerin ortak sonuçları vardır.
İç savaş benzeri görüntüler ilk etapda akıllara gelse de karşılaşılan gerçek sorunlar çok daha farklıdır.

Medyanın göstermediği felaket anlarını araştırısanız karşınıza çıkacak şeyler şunlar olacaktır:

1:Şehirden çıkış yolları kapalı olacaktır.
Tüm hazırlığınız tamam. Sadece arabaya atlayıp buluşma noktasına gideceksiniz. Tekrar düşünün. Felaket nedeniyle ya da sadece panikle hareket eden adrenalinle kendisini kaybetmiş sürücülerin yol açtığı kazalarla ya da sadece yoldaki araç sayısı nedeniyle (arefe günü bayram trafiği aklıma geliyor) ya da güvenlik maksatlı açılan köprü, tünel ve otoyol geçişlerindeki kontrol noktalarındaki güvenlik noktalarındaki aramalar nedeniyle
gitmek istediğiniz yere aracınızla ulaşmanız imkansız olabilir.


There are many myths and misconceptions about survival in an urban environment following a natural or man-made disaster. Images of fierce mobs, sneaky looters, and violent conflicts in the streets between neighborhoods or groups spring to mind.
While those things can happen in such a situation, these media images often make us forget about the forgotten realities of urban survival which we have seen from tragic events such as Hurricane Katrina.
Here are a few forgotten realities of urban survival from Katrina and other urban disasters that go beyond what we can visualize from the media:


2: Olağan üstü hal ilan edilebilinir.
Yağma ve karışıklığı bastırmak adına olağan üstü hal ve sokağa çıkma yasağı getirilebilinir. Bu sizin güvenliğinize tehdit de oluşturabilir. Ayrıca karışık ortamda anın gerektirdiği tepkileri verdiğiniz için olaylar yatıştığında devlet görevlileri peşinize düşebilirler. Olağan üstü hal yüzünden susuz yiyeceksiz, ışıksız vb. şekilde ortada kalabilirsiniz.


3: Çevresel hasar boyutundan dolayı tehlikeli durumlar oluşabilir.
Çevrenizdeki sanayi bölgeleri ya da depo tarzı yerler oluşan felaketten dolayı zarar görüp ölümcül gazlar ya da suda çözülmüş toksik atıklar ya da geceyi aydınlatacak büyüklükte yangınlarla başbaşa kalabilirsiniz. Enkaz ya da moloz yığınları, suda sürüklenen molozlar sizler için tehlikeli olabilir. Dışarı çıkacaksanız bu tehlikelere uygun sağlam giysi ve aparatlara sahip olduğunuza emin olmalısınız.


4: Gıdaya erişim kısıtlı olacaktır.
Şehir de yiyecek bulmanın 3 yolu vardır. Ya satın alırsınız, ya bahçenizde yetiştirisiniz, ya da kendiliğinden yetişen yiyecekleri toplarsınız. Şehirde yaşayan biriyseniz %99 ilk seçenek tek opsiyonunuz olacaktır.
Büyük bir olay olduktan saatler sonra dükkanlar boşalacaktır. Olay anında evinizde ne varsa elinizde de o olacaktır.

5: Felaket olma ihtimali varsa önceden güvenli bir yere gidin
Deprem ve nükleer tesisde sızıntı gibi felaketlerde bulunduğunuz yerlerde her daim hazır olmaktan başka yapacak bir şey yok, ama sel, kar fırtınası vb. öngörülebilen felaketlerde hazırlıklı olmak ve gitmek ile kalmak arasında olay henüz bir ihtimalken karar vermek bir arabada susuz gıdasız soğukta 18 saat beklemekten iyidir. Bir planınız her zaman olmalıdır.

6: Devlete her zaman güvenemezsiniz
Oluşacak olayın kapsamı ve boyutu devletin stokları ve imkanlarının öngördüğünden büyükse en azından kısa vadede size yardımın ulaşması süre alacaktır. ilk 72 saatten kendiniz sorumlusunuz (bkz. AFAD Van depremi notları)

7: Koşullar düzeldiğinde ilk ortaya çıkanlar yağmacılar olacaktır
Felaketin icrası sona erdiğinde ve ortam netleştiğinde ilk göreceğiniz yağmacılardır.
Bölgenin artık güvenli olduğu sırada devlet oluşan felaketin büyüklüğünü ve buna uygun olarak yapacağı yardımı planlarken oluşan boşluktanfaydalanmak isteyen yağmacılar bu aralığı iyi değerlendirecektir.  Olayın şoku ile yanınıza gelen herkesi yardımcı zannetmeyin. Bölgenin güvenliği için organize olmaya çalışın.


8: Yapılan yardımın kalitesi ve sayısı hoşunuza gitmeyebilir. Bu sizin sorununuz.
İlk aşamada gelen yiyecek, giyecek, barınma yardımı hoşunuza gitmeyebilir. Buna hazırlıklı olmak sizin sorununuz.



18 Mart 2015 Çarşamba

şu anda yapmanız gereken 10 şey

1. Hemen en yakın marketten 10 kilo pirinç ve 10 kilo kuru fasulye alın.
2. Hazır oradayken 3kilo bezelye, 3 kilo şeker, 3 litre zeytin yağı, 3 kilo iodize tuz, 3 kilo yulaf, 5 kilo un ve mısır gevreği alın.

3. Sonra konserve reyonuna gidin ve 20 adet sebze, 20 adet et (balık da olsun) ve 20 adet meyve konservesi alın.

4. En büyüğünden iki adet fıstık ezmesi, çokorem/nutella ve bal alın.
5. Toz içeceklerden güvendiğiniz markadan 4 kilo kadar alın
6. Yaklaşık 400 adetlik one-a-day vitamin alın.
7.  60 litrelik su depolamak için ya 6 tane 10 litre su alın. Ayrıca yapı marketten musluklu depo alıp buna direk su doldurun.

8. Alabileceğiniz en kaliteli el fenerini, portatif radyoyu, multi tool ve çakıyı alıp extra fener ve el feneri için ampul alın. Ayrıca kibrit ve çakmak alıp koyun.
9. Kişisel belgelerinizi taratıp şifreli şekilde rar'layıp (ya da zip'leyip) kendinize email atın ve fotokopisini su geçirmeyecek şeklde bir poşete koyup yanınıza alın.
10. Arabanızın deposunu doldurup asla yarım depodan az yakıtla gezmeyin.

15 Mart 2015 Pazar

Ukrayna'dan 12 Hayatta Kalma Dersi / 12 Survival Lessons from Ukraine

Merhaba uzun bir aradan sonra tekrar yazıyorum.
Twitter adresinde denk geldiğim ve faydalı olabileceğini düşündüğüm bir paylaşımı size Türkçe'ye çevirmek isterim.

Yazının orjinali aşağıdadır.
http://www.themodernsurvivalist.com/archives/4022
yazıda bahsedilen Ukrayna'daki savaşı gören kişinin oluşturduğu forum sayfasının linki de aşağıda:
http://www.survivalistboards.com/showthread.php?t=383778

Yazının aslındaki maddeleri bize göre yorumlayarak ve özetleyerek yazacağım.

1- Topçu ve piyade kuvvetleri hayatta kalan yalnız kahraman fantazilerini her zaman döver.
Bir iç savaş ya da dış savaş durumunda en acı ders hayatta kalma grupları ya da imkansız olanaksızlara karşı bir sığınakta hayatta kalmaya çalışmanın kesinlikle başarısızlıkla sonuçlanacağıdır. Bir birey ya da küçük bir grubun kendisini yok etmeye gelen bir işgal kuvvetiyle yüz yüze mücadele etme imkanı yoktur. Bırakın evleri, kasabaları bütün bir şehir işgal kuvvetlerinin eline düşmektedir. Bu boyutta bir çatışmaya karşı koymak size sıkılana kadar ateş edilmesi, sıkıldıklarındaysa sizi topçu ateşine ya da hava bombardımanına maruz bırakarak patlatmalarına yol açacaktır.

2-Yemeğinizi, suyunuzu, sığınağınızı ve ilaçlarını hazırlamış olmanız gerekir.
Ukrayna'daki pek çok insan şu anda susuzluk ve kıtlık çekmekteler. Ayrıca bombalamadan dolayı evleri ve elektrikleri yok. Bu nedenle savaş durumunda soğutmasız muhafaza edilebilecek ve az miktarda ya da hiç pişirme gerektirmeyen gıdalara ihtiyaç var. Ayrıca her türden ve ölçüden su kabına ve tabi ki olabildiğince çok miktarda suya. Kötü koşullardan dolayı oluşacak soğuk algınlığı, grip, ateş, ishal gibi basit hastalıkların, bebek bezi maması gibi temel ihtiyaçların önceden ve gizlice stoklanmış olması gerekiyor. Isınma ve pişirme için alternatiflerin olması da gerekiyor. Uyku tulumu ve çadır da çok önemli. Bir yere sığınmanız durumunda kırık camlar ve kapılar nedeniyle bina içinde ya da bir mülteci kampında bina içinde size konfor ve mahremiyet kazandıracaktır.

3-Olaylara karışmayın
Protesto yürüyüşleri ve eylemleri, şiddet eylemlerine katılmaktan, görüntü vermekten kaçının.
Sizleri komşunuz hatta akrabanız bile ihbar edebilir. Politik görüşünüzü kendinize saklayın. Eğer taraf tutarsanız da geri dönüşü olmayacağınız bilin. Eski arkadaşlarınız, çalışma arkadaşlarınız, komşularınız... Zor durumda (sorguda işkence gördüklerinde ya da infaz edilmemek için bir şans zannettikleri anda) kaldıklarında kendilerini sağlama almak için sizin adınızı vereceklerdir.

4- Davranış, kıyafet ve teçhizat sizi öldürtebilir ya da tutuklattırabilir.
Herşeye karşı o kadar tarafsız olun ki, (bunu üstünüzdeki kıyafetler, işaretler, saç sakal dövme gibi şeyler  de bile göstermeniz gerekebilir) birisi sizi gördüğünde kimin tarafını tuttuğunuzdan emin olamasın. Savaş ya da karışıklık durumunda ilk yapılan şeyler yollarda kontrol noktaları oluşturmaktır. Ve bu noktalardan geçip geçememek hayat ile ölüm arasındaki çizgi olabilir.
Bir silah, GPS, telsiz, haritalar, propaganda malzemeleri sizi tehlikeli kılar. Ayrıca kamera, fotoraf makinesi, laptop vb. casusluk araçları sizi zor duruma sokar.

5-Kontrol noktalarıyla başa çıkmayı öğrenin
Kontrol noktalarında kadınlar ve çocuklar erkekler kadar dikkat çekmez, toplu taşıma araçları daha az incelenir. Seyahat için az şey taşımak, sağlıklı olmak, gerekirse uzun mesafe yürüyebilmek (toplu taşımadan indirilebilir ya da çok sevdiğiniz arazi aracına el konulabilinir) için uygun giyinmek önemlidir. Rüşvet vermek (nakit para, değerli maden) gerekebilir. Gizlenmiş bir silah sizi öldürte ya da tutuklattırabilir. Taşınacak ve değerli olan şeyler asla cepte ya da çantada olmamalı. Kıyafetin, beden boşluklarının (kadınlar), yutulmalı, oyuncaklar vb. şeyin içine saklanmalıdır. Her zaman altınınızın olması gayet iyidir.

6-Silahlar sizi kurtarabilir, ama kurtaramaya da bilir.
Eğer savaşın taraflarından biri değilseniz, taraflardan biri ile karıştırılma riskini almamlısınız.
Asla açıkta silah taşımamalısınız. Sahip olduğunuz silahı her an satmaya, saklamaya hatta atmaya hazır olmalısınız. Eğer tarafınız yoksa iyi saklanmış bir miktar para bir silahtan daha kıymetli olacaktır.

7-Bir 9mm tabanca ya da katlanır dipçikli bir tüfek satın alın.
Olur da sınırı geçmek durumunda kalırsanız geri de bırakacağınız silahların hemen satılabilir tipte olmasının önemi büyüktür. Ayrıca tüfek tercihinizi katlanır dipçikten yapmanız kolay saklayabilinmesi nedeniyle size esneklik sağlayacaktır.

8-Pasaportlar ve kimlikler önemlidir.
Savaş bölgesinde gezerken kimliğinizin olduğundan emin olun. Her kontrol noktasında sizden kimlikler (birden fazla) istenecektir. Kanıtlanamayan bir kimlik var olmayan bir kişiye dönüşmenize sebep olabilir.

9-Nakit kraldır!!!
Savaşa rağmen Ukrayna'da hala gıda var. Ancak insanlarda alabilecek para yok. her ay fiyatlar %30 zamlanıyor. YErel para yerine dolar ve Euro olması sizi sinsi ikinci düşmandan (enflasyon) koruyabilecek tek şey.

10-EDC'nizi iyi kullanın!!!
Öyle bir an gelir ki sahip olduğunuz tek şey cebinizde kalanlardır. Cebinizde kalanlarla boş bir yeri sışınak haline getirmeye, karnınızı doyurmaya ya da kendinizi savunmaya çalışabilirsiniz. Kefenin cebi yok ama pantolonunuzun var. Ölmeden önce bu ceplerde ne olduğuna iyi karar verin.

11-Bir offshore hesabı açın
Bimki gibi ülkelerde işler kötüleşince devalüasyon olur ve bankalar kapılarını kapar. Enflasyona uğramamk ve kendi paranıza ulaşabilmek için bir offshore hesabı açmak en mantıklı yoldur.
Savaşın taraflarından biri değilseniz para en çok ihtiyacınız olacak şeydir. Ancak hırsız evinize girdiğinde silah satın alamayacağınız gibi, ülkenizde savaş çıktığında da offshore hesap açamazsınız.

12-Evinizi terketmeye hazır olun ve zamanını bilin.
Kesin olan bir şey vardır ki savaş olan yerden uzak durmak yapılacak en iyi şeydir. her zaman gidelecek bir ülkenin planlamasını yapın. Nereye gider, ne iş yapar, kimi arar nasıl yaparsanız.
Planlama size çok fazla zaman kazandıracaktır.